Sorunu sor hemen cevaplansın.
Aile Nedir
Sözlükte Ailenin Anlamı Tanımı
1 . Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik:
2 . toplum bilimi Karı, koca ve çocuklardan oluşan topluluk:
3 . Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü:
4 . Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü.
5 . halk ağzında Eş, karı.
6 . Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü.
7 . Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya Bitki topluluğu
Aile Nedir
Aile, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilir. Aile denince genellikle bir evde oturan anne ve baba ile, varsa onların evlenmemiş çocukları anlaşılır. Bu tip aileye "çekirdek aile" denir.
Anne, baba ve onların çocuklarından oluşan en küçük toplumsal kurum. Toplumlar ailelerin bir araya gelmesiyle oluşur. İnsanlar tarih öncesi çağlardan beri aileler hâlinde yaşar. zaman içinde Aile değişmemiş, ancak ailenin üyelerinde ve üyelerin görevlerinde bazı değişmeler olmuştur. Endüstri devriminden önce yaygın olan kalabalık aile türüne geniş aile adı verilir. Endüstri devrimi sonrasında ortaya çıkan ve yalnızca anne, baba ve çocuklardan oluşan aile türüne de çekirdek aile denir.
Aile, bir kadın ve bir erkeğin evlenmesiyle kurulur. Ülkemizde evlilik Medenî Kanun ile düzenlenmiştir. Evlilik nikâhla gerçekleşir. Nikâh, tanıkların önünde yapılan resmî evlilik sözleşmesidir. Yasalarımıza göre Türkiye’de erkekler ve kadınlar, aynı anda yalnızca bir kişiyle evli olabilirler.
Aile, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilir. Aile denince genellikle aynı evde oturan anne ve baba ile, varsa onların evlenmemiş çocukları anlaşılır. Bu tip aileye "çekirdek aile" denir.
Çekirdek ailedeki çocukların evlenmesiyle de yeni bir çekirdek aile ortaya çıkar. Ama aile sözcüğünün bundan daha geniş anlamı da vardır. Daha çok sayıda akrabadan oluşan birimi, hatta bir soyu ya da sülaleyi tanımlamak için de aile sözcüğü kullanılır.
"Aile" sözcüğü günlük dilde çok değişik grupları tanımlamak için de kullanılır. Örneğin "Hasan iyi bir aileydi" dendiğinde, Hasan'ın sorumlu bir baba ve koca olduğu anlaşılır. Oysa birisi "Benim ailem Adana'dan gelmiş" dediği zaman, annesiyle babasının, hatta belki de dedelerinin Adana'da yaşamış olduğunu belirtir. Bir başkası "Bu bir aile toplantısıdır" dediğinde, o toplantıda yalnızca akrabaların bulunacağı anlaşılır. Bunlar amcalar, dayılar, teyzeler, halalar, yeğenler ve evlilik bağıyla aileye katılmış kişilerdir. Bütün bunlar bize, "aile" kavramının her zaman evliliğe ya da ortak atalara dayalı ilişkileri kapsadığını göstermektedir.
Ailenin Önemi
Aile, bireyin ve toplumun fonksiyonlarında en temel öğedir. Aile ,bireyin yaşamında çok önemli bir yer tutan beslenme, bakım, sevgi ihtiyacı, duygusal gelişim, psikolojik gelişim, eğitim ,kültürel değerleri kazanma, Sağlıklı zeka gelişimini sürdürme gibi temel ihtiyaçlarını karşıladığı birincil yer ve çevredir.
Aile üyeleri arasındaki ilişkiler ve aile ortamı, psikososyal yönden gelişen bireyin en çok etkileşime uğradığı yerdir. Bu ilişkiler, bireyin kendine güvenmesini, kendine ve diğer bireylere sevgi duymasını, kimlik kazanmasını, kişilik gelişimini, sosyal beceriler geliştirmesini ve topluma Adaptasyon sürecini olanaklı hale getirir.
Aile birliğinde, aileyi oluşturan bireyler birbirinden etkilenir . Bu durumu aynı vücutta bulunan organlara benzetebiliriz. Her yönden etkileşim içerisinde, bir bütün olarak, aileyi yaşayan bir organizma saymak yanlış olmaz. Organların birindeki arıza, diğer organların ritmini, işleyişini ve fonksiyonelliğini etkiler.
Ailenin kendi içerisinde etkileşen bir sistem oluşu, bu yapı içerisinde, bu yapıyı oluşturan üyelerin bazı kurallara uyması zorunluluğunu getirir. Bu yapı içerisindeki her birey kurallara uymak, karşılıklı olarak rolleri üstlenmek ve mevcut yetkileri paylaşmak durumundadır.
Aileyi bir organizma olarak ele almıştık. Bu organizmada bir denge hali söz konusudur. Aile bireylerinin etkileşim ve iletişimindeki problemler, rollerdeki karmaşa, yetkilerin yersiz ve yanlış kullanılması ,bu yapı içerisindeki kuralları çiğnemek, yerleşmiş olan mevcut dengeyi bozar.
Kuralların çok aşırı katı ve çok aşırı esnek olmaması aileyi daha güçlü hale getirir. Kuralları çiğneyen bireye karşı ,diğer aile bireyleri ortak cephe alırlar. Kuralları çiğneyen aile bireyine, genelde diğer aile üyelerinin gösterdiği tepki, yanlışı yapan kişiyi yaptığı yanlıştan vazgeçirmeye çalışmak, görmezlikten gelmek, konuşmamak, pasif direniş göstermek, azarlamak, cezalandırmaya çalışmak, Alay etmek gibi değişik reaksiyonlar şeklinde olabilir.
Aile fonksiyonlarını ele alırken, evde yaşayan diğer üyeler, akraba ve arkadaş çevresi de bazı sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir . Aynı zamanda bu etkileşim sürecinde adı geçen bireyler, mevcut sorunların daha da ağır hale gelmesine, hatta bazen çozümsüz hale yaklaşmasına sebep olabilir. Bu durum geleneksel Türk aile yapısında sık bir şekilde görülebilir. Bu durumun telafisi veya hiç olmaması için ailenin tam fonksiyonel halde olması, kurallara uyulması, rollerde karmaşanın olmaması, iletişim ve etkileşimin yeterli olması gereklidir.
Aile üyeleri içinde yetki paylaşımı vardır. Yetkiyi şu şekilde tanımlayabiliriz : Aile içindeki bir bireyin, diğer bir bireyin davranışını değiştirme gücüne sahip olmasıdır . Genelde aile içindeki ihtiyaçları ( ailenin maddi ihtiyaçları, sağlık gereksinimleri, sosyal faaliyetler, sevgi gereksinimi, vb) karşılayan üyenin yetki gücü daha fazladır. Bu yetki gücü durumu, kültürel ve toplumsal değerlerinde etkisi altındadır.
Aile fonksiyonelliğinde, sağlıklı aile için bir diğer önemli husus, aileyi oluşturan bireylerin aile adına verilen kararlara katılmasıdır. Bu durumda herkesin makul derecede, ihtiyaç ve isteklerine saygı gösterilmesi çok büyük önem taşır.Bu durum karşılıklı güven ortamının devamını sağlar.
Bir diğer önemli hususta şudur, aile içindeki bireylerin duygu ve düşüncelerini rahat bir şekilde ifade etmeleri ile ailenin sağlıklı fonksiyonları arasında çok büyük bir bağ olmasıdır. Sınırları kapalı, aileyi oluşturan bireylerin, duygu ve düşüncelerini rahat ifade etmemeleri ile herkesin kendi dünyasında yaşadığı bir aile yapısında ise bireylerde değişik sıkıntılar zamanla oluşmaya başlar . Bu sıkıntılar arasında, Depresyon, endişe ve huzursuzluklar, düşmanlık duyguları, suçluluk hisleri gibi duygulara çok sık rastlanır . Sınırları açık ve herkesin rahatça kendini ifade edebildiği ailelerde ise bunun tam tersi olarak, iyi niyet, karşılıklı anlayış ve işbirliği, ortak düşünceler, birbiri için fedakarlık, birbirine karşı samimiyet ve sevgi, geleceğe güven ile bakma gibi durumlara rastlanır.
Ailede iletişim ve bununla beraber etkileşim en önemli konudur. İletişimin olmadığı herhangi biz zaman yoktur. İki insan yan yana olduğunda, hiç konuşmamanın bile, bir anlamı vardır. Yanlış iletişim ve etkileşim durumu veya yetersiz iletişim durumu ailelerdeki sorunlara yol açan nedenlerin başında gelir. Aile bireyleri birbirleri ile sözlü yada jest ve mimikler ile anlaşırlar veya bu durumdaki aksama aileyi çok olumsuz etkiler.
Ailede iletişim ve etkileşimi engelleyen faktörler
• Aileyi ve bireyleri ilgilendiren konular üzerinde, yüzeysel konuşma ,
• Aşırı soru sorma, yersiz şüphe ve tereddütler ,
• Yapay ilgi gösterme ,
• Konuşma ve izah etme olmadan, karşı tarafın hareketlerini, düşüncelerini yorumlamaya ve tahmin etmeye çalışma ,
• Geçmişteki üzücü ve tatsız olayların sık sık gündeme getirilmesi ,
• Sorulan soruları cevapsız bırakma ,
• Bireylere söz ile baskı kurmaya çalışma ,
• Abartılı bir şekilde onaylama veya reddetme ,
• Sık sık öneride bulunma veya kişisel düşünceleri kabule zorlama ,
• Suçlama, eleştirme, olumsuz değerlendirmeler yapma ,
• Emir verme, tehdit etme ,
• Samimiyetten uzak kalma, yalan söyleme ,
• Alay etme, küçük düşürmeye çalışma, fikirlere değer vermeme ,
• Olayların olumsuz yönlerini çıkarmaya çalışma ,
• Küçük hataları çok Abartma ,
• Fedakarlığı devamlı karşı taraftan bekleme ,
• Ortak faaliyetlere gereken önemi vermeme ,
• Karşıdakini ifade etme imkanı tanımama ,
Bu şekilde iletişim ve etkileşim içinde bulunan aile yapısında bireyler arası iletişimde, karşıdaki kişiyi rahatsız etme, yüz kızartma, sert şekilde bakma, yüz buruşturma ,konuşmama, yalan söyleme gibi durumların gözükmesi olağandır.
Unutulmamalı ki yaşayan her fert ; kendine özgü anlayışı, kişiliği, değer yapısı, entellektüel düzeyi, duygu ve düşünceleri, kimlik yapısı, yetişme tarzı, sosyokültürel statüsü ile yaşayan, hisseden, etkilenen biyopsikososyal bir bütündür . Bu durumda konuşulan her sözün, verilen her mesajın, her jest ve mimiğin iyi veya kötü manada karşıdaki kişide bir etki yaptığı kesindir.
Aile üyeleri birbirinden aldıkları mesajlar ile kendilerini değerli veya değersiz, kendilerini güvende veya güvensiz hisseder. Bu durum onların psikososyal ve sosyokültürel konumlarını, işlevselliklerini ve ruhsal durumlarını etkiler. Sonuç olarak sağlıklı birey, sağlıklı ve bütünlüğü ile fonksiyonel aileyi oluşturacak, sağlıklı aile sağlıklı toplumu oluşturacaktır.
Aile Çeşitleri
İdeal Aile
İster yalnız baba çalışsın, ister anne baba birlikte çalışsın ,ister se göç etmiş olsun, evde rol dağılımı ve yetkilerin ortak olduğu, kurallara sonuna kadar bağlı, ortak kararlarda ortak söz sahibi olan, birbirinin hak ve hukukuna saygılı, çocukları ve evdeki diğer bireyler ile her yönden yakından ilgili, kişilerin aile ortamında kendini huzurlu hissettiği, karşılıklı anlayış ve hoşgörü içerisinde yerleşmiş yapısı ile tamamen fonksiyonel olan aile yapısıdır.
Çekirdek Aile
Çağdaş toplumlarda, yeni evlenen çiftler genellikle baba evinden ayrılarak yeni bir evde yaşamaya başlarlar. Oysa bundan yüz, iki yüz yıl önce yeni evliler, damadın ya da gelinin ailesin yanında otururlardı. Anne, baba, kızlar, damatlar, oğullar, gelinler ve torunların aynı çatı altında yaşadığı böyle ailelere geniş aile deniyordu. Bu gelenek, tarıma dayalı geleneksel yapısını koruyan birçok toplumda bugün de sürmektedir.
Sanayileşmiş çağdaş toplumlarda, özellikle kentlerde geniş aileler yerini giderek küçük ailelere bırakmıştır. Anne, baba ve evlenmemiş çocuklardan oluşan bu küçük ailelere çekirdek aile denir. Çekirdek aile, yalnız birey sayısıyla değil yapısıyla da geniş aileden çok farklıdır. Çekirdek aile, kentlerdeki yaşam ve üretim koşullarına bağlı olarak doğmuştur. Kırsal kesimde aile, çoğu kez bütün bireylerin birlikte çalışıp birlikte ürettikleri ekonomik bir birimdir. Ama aile kentlerde bu özelliğini yitirir. Aile bireyleri, üretimin aile dışında yapılmasından dolayı, ev dışında çalışarak bağımsız hale gelirler. Bu durum, geniş ailedeki katı alt-üst ilişkilerini ortadan kaldırır ve ailede daha eşitlikçi ilişkilerin oluşmasını sağlar. Çocukların bilgi ve beceri edinmelerini, toplumla bütünleşmelerini sağlama işlevini üstlenen aile, bireyin geleceğinin bir parçasıdır.
Sorunlu Olabilecek Aile Tipleri
1. Babanın çalıştığı, daha çok ev hakkında annenin söz ve kurallarının geçerli olduğu, Çocuklarının bakımının tamamen anne üzerinde olduğu, babanın çoğu zaman çocukları ile mesafeli olduğu aile ,
2. Anne babanın deneyimsiz olması, genç yaşta evlenmeleri, istemeyerek çocuk sahibi olmaları, çocuk konusunda anlaşamamaları ve çeşitli nedenler ile sürekli anlaşmazlık göstermeleri ile kendini gösteren aile tipidir .
3. Anne ve baba daha çok kendi işleri ile yüklü, çocuk küçükse büyük anne baba veya dadıya bakımının bırakıldığı, büyükse kendi haline bırakılan aile tipidir. Bu durumda çocuktan sürekli düzen ve disiplin istendiği aile tipidir .
4. Aile daha çok atadan gelen geleneklere bağlıdır . Çocuğa davranışın önemi konusunda çok fazla bilgili olmayan aile yapısıdır .
5. Kırsal bölgelerden kente göç eden, sosyal, ekonomik ve uyum açısından bazı problemler ile karşılaşan aile yapısıdır.
Anne ve Babanın Aile Ortamındaki Yeri
Anne babanın ve aile ortamının çocuğun ilk doğduğu andan itibaren devam eden süreç içerisinde çocuğa etkisi büyük olmaktadır. Anne babanın kişilik yapıları, eğitim durumları, meslekleri, zeka düzeyleri, bedensel ve ruhsal hastalıkları, psikososyal durumları, sosyokültürel statüleri, yetişme tarzları ve kendi anne babalarından gördükleri muamele ,çocuğa yaklaşım tarzları, çocuk için ayırdıkları vakit vb. durumlar, çocuğu birinci planda etkiler..
Çocuğun bu türlü anne baba etkileşiminin yanı sıra, ailenin sosyoekonomik durumu, ailenin teknolojiden yararlarımı, ev ortamının yeterliliği ,ev ortamındaki huzur ve anlaşma durumu, yaşanılan şehir, evin bulunduğu sosyokültürel çevre, sosyal imkanlar, devletin sunduğu imkanlar, okul ve öğretmen durumu, akrabaların durumu ve konumu, sağlık hizmetlerinden yararlanma, iletişim ve medya araçlarının durumu ve buna benzer sayılmayacak kadar etken ile çocuk etkileşim içerisindedir . Bütün bu etkileşimler ile çocuğun psikososyal, sosyokültürel gelişim ve şekillenmesi sağlanır.
Olumsuz mesajların ve iletişimin ailenin her bireyine, özellikle çocuklara etkisi çok fazladır. Unutulmamalı ki yaşayan ve gelişen bir psikososyal varlık olan çocuk ; konuşulan her sözden, her jest ve mimikten, her tavır ve durumdan, iyi veya kötü olarak etkilenecek ve bu etkilenme ile çocuğun kimlik, kişilik ve psikososyal yapısı şekillenecektir.
İdeal davranış ve ideal aile ortamı çocuğun sağlıklı bedensel ve ruhsal gelişmesini sağlayacaktır. Aksi takdirde aile fonksiyonelliğindeki arızalar çocuklarda ve aile bireylerinde psikiyatrik rahatsızlıklar şeklinde kendini gösterecektir. Çocukların genel durumu aileden, çevre ve toplumdan kesinlikle etkilenecektir. Sağlıklı bireyler yetişmesi için fonksiyonel ailelere ihtiyaç vardır. Açının kollarını bu duruma örnek verebiliriz. Açının oluşma yerindeki açıklık ile sonundaki açıklık arasında büyük fark vardır. Yani çocukluktaki her yanlış veya doğru etki ileride kendini bir davranış, bir söz, bir tepki ile bir bütün içerisinde kendini gösterecektir. Hayatın temel kurallarından bir tanesi de etki tepki prensibidir. İyi veya kötü her etki o çeşitten bir tepki veya belirti olarak ortaya çıkacaktır.
Toplum ve Aile Etkileşimi
Aile toplumun en küçük yapı taşını oluşturur. Ailedeki sıkıntılar topluma, toplumdaki sıkıntılar aileye yansır . Sağlıklı toplumu, sağlıklı aileler oluşturur. Ailenin sosyokültürel durumu, toplumun sosyokültürel durumunu belirler. Toplum ve aile sürekli iyi veya kötü etklileşim içerisindedir.
Aile toplum etkileşimi sağlıklı olmaz ise ailede ve toplumda bazı sıkıntılar oluşabilir. Aile, içinde bulunduğu toplumun durumuna göre şekillenir. Toplumun ve ailenin yapısına etki eden bir diğer noktada devletin topluma ve aileye sunduğu sosyokültürel imkanlardır. Bu imkanların bol olduğu toplumlarda bazı sıkıntıların oluşmasının önüne geçilmiş olur. Devletin sunduğu imkanların yetersizliği veya toplumdaki sosyoekonomik ve sosyokültürel sıkıntılar toplum ile beraber aileyi de etkileyecektir.
Toplumu ve aileyi, özellikle de çocukları etkileyen bir diğer etkende medyadır. Medyanın iyi ve kötü yönde bir çok etkisi bulunmaktadır. Medyanın zararlı etkilerinden ailenin ve aileyi oluşturan bireylerin korunması gerekir.Bunun içinde aileyi oluşturan bireylerin bilinçli olması gerekmektedir. Unutmayınız ki bazı zararları oluşmadan önlemek mümkündür.
Toplum içerisinde infonksiyonel ailelere müdahalede bulunacak, onların her türlü sorunları ile ilgilenecek, yeri geldiğinde sosyoekonomik destek sağlayacak, organize ve yetkileri devlet tarafından desteklenmiş, tecrübeli ekiplerin bir arada olduğu, kamu birimlerine ihtiyaç vardır.
Toplum aile etkileşimi hemen her konuda mümkün olmaktadır. İdeal toplumun kurulması, sağlıklı bireylerin oluşturduğu aileler ile mümkün olduğuna göre, ideal toplum için, ideal aile yapısı, ideal aile fonksiyonelliği, aile psikiyatrisi her geçen Gün daha da önem kazanmaktadır. Bu konuda geniş çaplı çalışma, profesyonel ve tecrübeli ekiplere, bilimsel verilere ihtiyaç vardır.
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.